Öğretmenleri eğitimlerde yıllarca ya orkestra şefine ya koça benzetmişlerdir. Bunun üzerine seminerler ve uzun söyleşiler düzenlenmiştir. Elbette tanımlara baktığımızda bu tanımlara belki daha çok şey eklenebilir.
Orkestra şefi olarak öğretmen…
Bu benzetme, müziği çok iyi bilen, zarifçe yorumlayan ve bir topluluktaki, aslında birbirlerini çok iyi tanıyan kişileri, her biri farklı enstrüman çalmasına rağmen, ortak bir hedefe ulaşmak üzere bir araya getirilebilecek bir lider imgesini ortaya koyar. Bireysel bir pratik için, bölüm olarak pratik yapmak için ve bütün topluluğun birlikte çalışması için birer prova zamanı vardır. Bütünün nitelikli olması için performansın üzerinde durmak, onu mükemmelleştirmeye çalışmak gerekir. Sonuçta, her bir müzisyen, anlamlı bir katkıda bulunur ve hitap edilen seyircinin alkışını kazanır/ya da eleştirisine maruz kalır. Orkestra şefi, müzisyenlerin müzik yapmasına yardımcı olur. Orkestra şefinin kendisi müzik yapmaz.
Burada sanki öğretmenin yalnızca liderliğinden söz ediliyor. Orkestra şefinin müzik yapmaması öğretmenin öğrenme ortamında öğrenmeye katılmamasını çağrıştırdı bana, ne dersiniz?
Koç olarak öğretmen…
İyi bir koçun, takım için ve takımdaki her birey için açık hedefleri vardır. Antremanlarda bazı ortak etkinlikler olacaktır. Ayrıca koç, takımdaki her oyuncunun zayıf yönlerini geliştirmesini ve güçlü yönlerini daha çok ortaya çıkarmasını isteyecektir. Koç genelde her oyuncuyu neyin motive ettiğini bilmek zorunda olan ve bildiklerini, oyuncunun becerisini geliştirmesi için oyuncuyu terletmek, acıyı göze almasını sağlamak için kullanılan bir nevi psikologdur. Koç hem antremanlarda hem de maç sırasında inanılmaz derecede aktiftir, taç çizgisinde koşuşturur, oyuncuları motive eder, talimatlar verir, stratejideki değişiklikler için oyuncuları küçük gruplar halinde yanına çağırır. Koçun kendisi maçta oynamaz.
Burada da koçun maçta oynamaması öğretmenin öğrenme sürecine katılmamasıyla aynı anlamı ifade ediyor gibi öte yandan her bir oyuncuya dair detayları biliyor olması gözlemle bunu öğrenme sürecinin sürekliliğini çağrıştırdığı için koçun/öğretmenin süreç içerisinde aktif olarak farklı bir öğrenmeyi sürekli olarak gerçekleştirdiğini ifade ediyor…
Peki ya siz öğretmeni hiç caz müzisyeni olarak düşündünüz mü?
Caz müzisyeni olarak öğretmen…
Doğaçlama, yüksek düzeydeki müzikal yetenek ile birleşerek caz müzisyeninin, hem kalıpları içinde hem de kalıpları dışına çıkarak düşünmesini sağlar. Caz müzisyeni, resmin bütününü bilir, görür ve yeni notalar ekleyebilir, müziğin temposunu değiştirebilir, dikkatlerin solistin üzerinde toplanması için bir adım geriye çekilebilir veya bütün dikkatleri üzerinde toplayan bir solist haline gelebilir. Grubun havasına göre uzayıp, kısalabilir, hüzünlü ya da neşeli bir hale gelebilir. Caz müzisyeninin müzik, grup veya seyircinin durumuna göre notaları bir kenara bırakmasını sağlayan şey müziğe enstrümanına, gruba olan güveni ve sanatkârlığıdır. İyi yönetilen bir sınıf aynı caz müziği gibi olabilir mi?
Sizce bu tanımlamalara başka tanımlamalar eklenebilir mi?
Caz müzisyeni olarak öğretmen tanımlamasına ne dersiniz?
Siz düşünürken yardımcı olması için bir parça ile eşlik etmek isterim…
https://www.youtube.com/watch?v=RPfFhfSuUZ4&list=PL8F6B0753B2CCA128