Çocuk Oyunları
Hatırlar mısınız? Çocukluğunuzu okuldan gelir gelmez. Önlük çanta evin kapısından içeri atılır. Sokağın başındaki evin köşesinde sokaktaki tüm çocuklar toplanmaya ardında da belirli bir sayıya ulaştığımızda oyunlar kurmaya ve oynamaya başlardık. Oyunun en güzel yerinde hava kararmaya başlayınca önce annelerimizin sesleri duyulurdu. “(…….) hadi akşam oldu. Çabuk eve gel.” Sözcüklerini duyduğum anlar en kızdığımız anlardı. Eve gitmemek için ne kadar dirensekte arkadaşlarımızla birlikte kurduğumuz oyunlar bozulurdu. Bazılarımız da “evli evine köylü köyüne evi olmayan sıçan deliğine” tekerlemesini söyleyerek evlerinin yolunu tutardı.
Eğitim aralarında öğretmenlerle yaptığımız sohbetlerde öğretmenler eğitimin eğlenceli geçtiğini kaybettikleri unuttukları çocukluklarına gittiklerini. Oyunun eğitimdeki yerini anımsattığımızı çocuklara ne kadar haksızlık ettiklerinden söz ediyorlardı.
Son aylarda gittiğim eğitimlerde oyunlar üzerine konuşmalar daha da fazlalaştı. Okulun ilgi çekici eğlenceli olması çocukların okula istekle gelmesini sağlamak istiyorsak derslerden önce merak
uyandırmak için mutlaka oyun oynatmalıyız ki çocuklar okula gelmemek için bahane üretmesinler.
Okula isteyerek gelsinler mutlu olarak ayrılsınlar. Çocukların mutlu olmalarını oyunlarla sağlayabiliriz. Çünkü onlar daha çocuk oyunu özlüyorlar. Öğretmenler olarak onlara yeterince haksızlık yaptıklarından söz ediyorlardı. Öğretmenlerin çoğu çocuk oyunları ile ilgili kaynak sormaya başladılar.
Bazı arkadaşlarımız güncelerinde oyunlar paylaşmışlardı. Desem ki arkadaşlar elinizde kaynağı belli olan veya kendi yazdığınız sınıf içinde ve sınıf dışında uyguladığınız çocuk oyunlarını ne ile ilişkilendirdiğinizi yazarak gönderseniz veya güncenizde paylaşırsanız Göndermiş olduğunuz ürünleri sizin isimlerinizle birlikte bir grup arkadaşımla bir araya getirip Öğretmen Akademisi Vakfı adına bir çalışma yapsak. Birlikte bir şey üretmiş olsak sizce nasıl olur?
Destekleriniz ve paylaşımlarınız için şimdiden teşekkür ederim.