İki Eğitim Hikâyesi
Hafta sonunda Isparta Mavi Kent İÖO da keyifli bir eğitim hikayesini tamamladık. Kendi aramızda ve katılımcılardan gelen güzel şeyler vardı. Özellikle iki tanesi paylaşılmaya değerdi.
Birincisi;
Katılımcılara 2×10 aktarılınca sınıftan bizim 8-C sınıfı diye ses gelmiş. Bu durumu hemen fırsata çeviren arkadaşlarımız. O zaman bize neler olduğundan söz eder misiniz diyerek konuşma ortamını oluşturmuşlar. 8-C namı değer kısaca bu ilin Hababam sınıfı o sınıfa derse girmek zorunda olan herkes ne yapacağını bilememekte öğretmene sıkıntı basmakta kısacası can sıkıcı bir sınıf. Ne olduysa bu sene sınıf öğretmeninin çabaları ile birçok şey değişti. Nasıl oldu? Onu da isterseniz sınıf öğretmeninden dinleyelim.
Sakin bir katılımcı önce ben bir şey yapmadım. Peki neler yaptınız da bir şeylerin değişmesini sağladınız? denilince yaptıklarını söylemeye başlıyor. Öncelikle onları ilk zamanlarda sadece dinledim. Bazıları 5 dakika bazıları 15 bazılarını 30 dakika dinledim. Onlar bazen uzun uzun bazen de çok kısa konuştular. Bazen sadece dokundular. Yanıma gelip konuşmadan oturdular. Günler sonra onlar ilk defa kendilerine değer verildiğini hissettiklerini söylediler. Kimse bizi sizin kadar sabırlı bir şekilde dinlememişti dediler. İşin özü sadece bazen sadece dinlemek o zaman da bireyler değerli olduklarını hissediyorlar. Dinlemek bu kadar zor mu?
İkincisi;
Hepinizin bildiği “tut at” oyunu katılımcıların tamamı oyuna katılmıştı. “Tut at” oyunun yönergesini verdim. Oyunu kurmaları için kenara çekilip beklemeye başladım. 5 dakika sonra oyunu kurup oynamaya başladılar. Çalışma tamamlanıp içeri girince katılımcılara “Oyunu kurmanız ve oynamanız için neden 5 dakika sürdü?” diye sorduğumda bilinen yanıtların dışında farklı bir şey duyuldu katılımcılardan biri takımda herkes yıldız olmaya çalıştığı için geciktik. Aslında takımın içinde yıldız olmaya çalışmak yerine takımı yıldızı yapmaya çalışsaydık o zaman daha çabuk oyunu kurabilirdik. Biz çocuklara söylediğimizin tam tersini yaptık. Kısacası; Takım içinde yıldız olmak yerine “takım yıldızı” olmaya çalışmalıyız.
Acaba bizler yıldız olmaya mı yoksa takımı yıldız yapmaya mı çalışıyoruz?
Bu eğitim sırasında gerçekten takım olduğumuz Ömer ÇELİKKOL Nihan İNAL Esin Burcu İLİŞ herşey için teşekkür ederim… İyi ki varsınız…