“Cumartesi 19 Aralık 2009 İstanbul’a yılın ilk karı yağdı.”
KARDAN ADAM
Çocukluğumda her kar yağdığında ahşap evimizin sofa kısmının sokağa bakan penceresine küçücük kardan adam bazen kardan kadın yapılıp konduğunu. Karşı komşumuz Salih Abinin camımıza attığı minik taşlarla farkına varırdık. Abim ablam ve benim cama çıktığımızı görünce pencerinin altına saklanır. Kardan adam veya kadının başını içine özenle yerleştirdiği tahta çubuğu sağa sola hareket ettirir. Abimin ablamın ve benim isimlerimizi tek tek söyleyip konuşmaya başlardı. Bizler de kardan adama cevap verirdik. Ne zaman ki Salih Abim kendini gösterir o zaman sihir bozulurdu. Penceredeki karadan adama birşey olmasın diye saatlerce pencereden ona bakardım. Bazı akşamlar abime abi kardan adamı içeri alalım üşümesin derdim. Abim o üşümez merak etme derdi. Ertesi sabah kalktığımda güneş olabildiğince yüzünü göstermiş olur. Penceredeki küçücük kardan adam yavaş yavaş erimeye başlar en sonunda pencerenin kenarında geriye kafasını oynatan çubuk kalırdı.
***
O sabah kalktığımda her yer karla kaplıydı. Öğrenciler okulun bahçesinde kartoplarını yuvarlamaya başlamışlardı. Çocukluk günlerim ve Salih Abimin yaptığı küçücük kardan adamlar aklıma geldi. Çocuklara haydi birlikte konuşan kardan adam yapalım dedim. Öğrencilerimin hepsi bir ağızdan öğretmenim kardan adam kocaman olsun dediler.
Kocaman kardan adamın başının oynaması için gerekli düzeneği hazırladım. Birlikte kocaman kardan adamı yapmaya başladık. Vücudu ortaya çıkınca hep birlikte süslemeye başladık. Kardan adamımızın ağzı burnu gözleri şapkası fırçası atkısı tamam olmuştu. Kardan adamı sırayla içimizden geldiği gibi konuşturduk. Ders bitiminden sonra çocuklar neşe ve mutluluk içinde evlerine giderken okulun bahçesinde bıraktıkları karadan adama iyi akşamlar dilemiyi unutmadılar.
Uzunca bir zaman kocaman kardan adam bizimle birlikte kaldı. Yağmurlu bir gecenin sabahında derse başalmadan; öğrencilerim kardan adamın yolculuğa çıktığını söylediler.
Salih Abi Teşekkür ederim. Işığın bol olsun.