Pire –Yorgan
Paylaşım adlı gücemin devamı.
Bir gün (1208-1284) Nasreddin Hoca karısıyla beraber yatağında yatarken yorganının üzerinden bir pire sıçrar ve yatağın öbür tarafına zıplar. Hoca hemen kalkar ve yorganı odadaki ocağa (şömine) atıp yakar.
Bunu gören karısı yanan yorganın acısıyla:
“Hoca ne yaptın yorganımızı durup dururken niçin yaktın?” diye sorar.
Hoca da: Yorganın üzerinden pire geçti onun için yaktım” der.
Canım Hoca bir pire için yorgan yakılır mı bırak geçsin?” diye yineler.
Bu pireye şimdi bir şey demezsem sonra yol olur bütün pireler buradan geçmeye kalkışır!”
Bizim kültürümüzde çoook uzun yıllardır var olan ve “pire-yorgan” örneğiyle kolayca açıklanan “yol olur” darbımeseli günümüzün modern psikologları tarafından (1969) “Kırık Cam Teorisi” olarak açıklanıyor.
…
“Demek ki” dediler psikologlar:
İlk camın kırılmasına ya da çevreyi kirleten ilk duvar yazısına izin vermemek gerekli. Aksi halde kötü gidişatı engellemek mümkün değildir.
“Kırık Cam Teorisi”nin takipçileri bakın ne diyorlar:
Metruk bir bina düşünün. Binanın camlarından biri bile kırık olsa o camı hemen tamir ettirmezseniz çok kısa sürede oradan geçen herkes bir taşatıp binanın tüm camlarını kırarlar. Biz ilk cam kırıldığında hemen tamir etmeliyiz.
Bir elektrik direğinin dibine ya da bir binanın köşesine biri bir torba çöp bıraksın. O çöpü hemen oradan kaldırmazsanız her geçen çöpünü oraya bırakır ve çok kısa bir sürede dağlar gibi çöp birikir. Biz ilk konan çöp torbasını kaldırmalıyız.
Biz de diyoruz ki:
Yaşam öyle bir düzenlenmeli ki.
Pire yorganın üzerinden bir defa bile olsa geçmemelidir.