Paylaşmak
Ben İsmail ve Aydın ile arife günü sözleşmiştik. Bayramın ilk günü erkenden Pınarbaşı’nda kurulan bayram yerine gidecek akşama kadar eğlenecektik. Bayram sabahı babaannem ve annem tarafından erkenden kaldırılmıştık. Dedem babam evimizde kalan diğer erkek misafirlerle beraber kalabalık bir grup bayram namazını kılmak için için alaca karanlıkta caminin yolunu tutumuştuk. Aklımda namaz biter bitmez büyüklerimin ellerini öpmek bayram harçlığımı almak; erkenden bayram yerine gidip akşama kadar eğlenmek vardı.
Camiden çıkıp eve gelinceye kadar epeyce bayram harçlığı toplamıştım. Yemeği yer yemez sofradan kalktım. Abim arkamda dikiliyordu. Sen kaç para toplamışsın gel birlikte sayalım dedi. Daha okula gitmediğim için paralarımı abim sayardı. Ben İsmail ve Aydın ertesi sene okula gidecektik. Abim paraları sayarken evdeki diğer çocuklarda geldiler. Evde en fazla parayı toplayan bendim. Tabi bu haber anneme hızlıca ulaşmıştı. Annem bana “paranı israf etme” diye sıkıca tembihledi.
Aydın ve İsmail kapının önüne gelmişler dışardan bana sesleniyorlardı. Ayakkabılarımı giyer giymez arkama bile bakmadan kapıdan çıktım. İsmail Aydın ve ben koşarak bayram yerine vardık. İlk yaptığımız iş bayram harçlıklarımızı biraraya getirmek oldu. Başladık bayram yerindeki tüm oyuncaklara defalarca binmeye arasıra da şam tatlısından alıp yemeyi ihmal etmedik. Bir ara abimleri görür gibi olduk. Onların bindiklerine küçük olduğumuz için biz benemiyorduk. Hava yavaş yavaş karamaya başlamadan Aydın ve İsmail eve gitmek istediler. Birleştirdiğimiz harçlıklarımızı üçümüz arasında eşit olarak paylaştık. Ne zaman akşam olduğunu bilmiyorum.
Eve geldiğimde annem beni sokak kapısında elleri belinde karşıladı. “Nerede kaldın? Akşam olduğundan haberin yok herhalde biz meraktan öldük. Evdeki herkes seni aramadık yer bırakmadık.” diye bağırıp duruyordu. Abim ve evdeki diğer çocuk misafirler de bizi seyrediyorlardı.
Annem tam elini kaldırmıştı ki kısa boylu babaannem omuzlarında kahverengi mantosu ile sokak kapısından içeri süzülüp arkamda yerini aldı. Babaannem sayesinde tokattan kurtulmuştum.
Annemden hemen ikinci hamle geldi. “Bayram harçlıklarını ne yaptın?”
“İsmailAydın ve ben paralarımızı birleştirdik. Pınarbaşındaki bayram yerine gittik oyuncaklara bindik şam tatlısı yedik eğlendik. Eve gelirkende kalan paramızı üçümüz eşit olarak paylaştık.” dedim.
Annem”Ne yaptınız? Ne yaptınız?” diye tekrarladı. Sesinden ve hareketlerinden bir terslik olduğunu anladım.
“Bayram harçlıkları benim değil mi? Eğlenmem için bana vermediniz mi?” diye bu sefer de ben sordum.
Bizim evde ilk defa ilkler yaşanmaya başladı. Babaannem ellerini omuzlarıma koyup beni eve doğru götürdü. Evdeki tüm çocuklar susmuş şaşkın bakışlarla bizi izliyorlardı. Birlikt